5 Eylül 2016 Pazartesi

Siena Katedrali



Ben gittiğim bir yere tekrar gittiğimde, okuduğum bir kitabı tekrar okuduğumda yada bir filmi seyrettiğimde çok seviyorsam hep aynı heyecanı yaşarım diğer seferlerde de.

Siena'da benim için öyle oldu. Tekrar tekrar gitsem yine ilk seferdeki hayranlıkla bakarım sokaklarına. Hele katedrali aman allahım o kadar muhteşemki her detayına bakmak, incelemek günler saatler sürebilir.
Siena katedrali tam anlamıyla bir sanat şaheseri. O kadar ince bir işçilikle yapılmışki o zamanın şartlarında nasıl bunu başardıklarına şaşıp kalıyorsunuz.
Katedralin Tarihi
Siena Katedrali ortaçağ döneminde yapılmış bir Roma Katolik katedralidir.
1215 - 1263 yılları arasında tasarlanan ve büyük bir kısmı inşa edilen katedralin ön cephesindeki eklentilerin bir kısmı 14.yy'da yapılmıştır. Bu yüzyılda çıkan veba salgını Siena nüfusunun büyük bir kısmının ölümüne sebep olunca katedralin kimi kısımlarının inşası da yarım kalmıştır. 19.yy'da ise son haline ulaşmıştır.
Katedralin dışı beyaz ve yeşil-siyah mermerlerle inşa edilmiştir. Beyaz ve siyah Siena'nın sembolüdür (Siena'nın kurucuları Senius ve Aschius'un atlarının rengine ithafen).



Dış cephe
Ön cephesi kesinlikle çok etkileyici olan katedralin her cephesi kendine özgü bir mimariyle tasarlanmış. Gotik ve Romanesk mimari tarzıyla yapılan katedralde dış cephede en dikkat çekici azizlerin heykelleridir.
İç kısım
Siyah ve beyaz çizgili mermerler ve sütunlar ilk dikkat çeken ögelerdir. Sütun başlıkları da hayvan ve alegorik şekillerle dikkat çekicidir.
172 papa ve 36 imparatorun büstleri de sizi izliyorlar duygusu yaratır insanda.
Yerdeki çizimler ise farklı boyutlarda 56 panel üzerine resmedilmiştir. Konularını eski Ahitten, incilden ve Kudüs kraliçesi Sybllia'dan alırlar. iorgio Vasari bu panaller için "Şimdiye kadar yapılmış en güzel ve en büyüleyici şeyler" demiştir. (Georgio Vasari:  İtalyan ressam, yazar, tarihçi ve mimar. İtalyan sanatçıların biyografilerine ilişkin yazdıklarıyla ünlüdür, sanat tarihçiliği yazarlığının kurucusudur).

1 yorum:

gezi blogu dedi ki...

çok güzel bir yazı olmuş :)