Evimiz :)
Uzun zamandan beri yeni yıla yurt dışında girme hayalim vardı. Geçen sene
arkadaşlarım hadi yılbaşında hep beraber Roma’ya gidelim deyince direkt atladım
tabi bu teklife. Aylar öncesinden yapılan bir plan olmadığı için biletlerimizi
Alitalia’dan aldık. Her hangi bir zamanda İtalya’ya gitmek isterseniz Alitalia
oldukça uygun fiyatlara sahip aklınızda olsun. Bir gece önce İstanbul’da
bastıran kar gözümüzü korkutsa da ertesi sabah kazasız belasız, rötarsız bindik
uçağımıza.
Daha önceki Roma seyahatimde otelde kalmıştık ama bu sefer değişiklik olsun
dedik ve AirBnb sitesinden Campo de Fiori meydanında iki odalı bir ev
kiraladık. (Yüksek tavanlı, eski İtalyan tarzında bu evden ve sahiplerinden o
kadar memnun kaldık ki hala evimiz diye bahsediyoruz ).
Yılbaşına iki üç gün kala gittiğimiz için öncesinde tekrar bir şehir turu
atalım dedik.
Bu yazı vesilesi ile de tekrar Roma’yı tanıtayım sizlere.
Roma Gezilecek yerler:
Kolezyum
Roma’nın
sembollerinden biri olan Kolezyum bir arenadır. Vespasianus tarafından MS 72 yılında yapımına
başlandı ve MS 80
yılında Titus döneminde tamamlandı. Daha sonraki değişiklikler Domitian hükümdarlığı zamanında
yapılmıştır.
İmparatorlar burada
Roma halkını eğlendirmek için ve biraz da kendi eğlenceleri için gladyatör dövüşleri
düzenlerdi. Bunlardan başka pek çok halk gösterileri, taklit deniz savaşları,
hayvan avcılığı, infazlar, meşhur savaşların yeniden canlandırılması, klasik
mitolojiye dayanan dramalar olurdu. Kolezyum
daha sonra barınma yeri, iş dükkânları, dini kışlalar, istiham, taş ocağı,
Hıristiyan türbesi olarak çeşitli amaçlarla kullanıldı. 7 Temmuz 2007 tarihinde, Dünyanın Yeni
Yedi Harikası'ndan biri seçildi.
Kolezyum’a
sıra beklemeden öncelikli girmek isterseniz Roma Pass almanızı öneririm. Roma
Pass çoğu yerde öncelikli giriş hakkının yanı sıra, ulaşım hizmetlerinde de
kullanılıyor. Bir çok mağaza ve restoranda da indirim sağlıyor. Roma Pass’ı
Kolezyum’un karşısında bulunan büfeden, havaalanından yada turist bürolarından
alabilirsiniz.
İspanyol
Merdivenleri
Roma’nın en
çok turist çeken yerlerinden biri de burası. Şu anda restorasyon altında olduğu
için etrafı kapalı. Geçen gidişimde gördüğüm için benim için pek de fark etmedi
ama abartıldığı gibi bir yer de değil. Açık olduğu zamanlar o kadar kalabalık
ki göremiyorsunuz zaten mimarisini. Merdivenler 1725 yılında açılmış. En önemli özelliği kelebek
biçimli tasarlanması. o dönemde İspanya büyükelçisi bu meydanda yaşadığı için
meydan ve merdivenler bu ismi almış.
Merdivenlerin
hemen karşısında bulunan Fontana della Barcaccia (Yani Gemi çeşmesi) çok daha
ilgi çekici benim için. Gemi çeşmesi Barok tarzında yapılmış bir tatlı su
çeşmesidir. Çeşmenin ismi yarı batmış gemi şeklinden ve bazı kısımlarından su
fışkırtmasından almaktadır. Çeşme 1627 yılında Pietro Bernini
ve oğlu Gian Lorenzo
Bernini tarafından yapılmıştır.
Ünlü
markaların mağazaları da ispanyol merdivenlerinin karşısında bulunan Via
Condotti caddesindedir.
Giderseniz
dikkatli olun Trevi çeşmesi ve merdivenler en çok yankesicilik olaylarının
yaşandığı yerlerden.
Fontana di
Trevi
Yada bizde
bilinen adıyla “Aşk Çeşmesi”. Bir önceki gidişimde para atmıştım buraya
dileklerim olmadı ama tekrar Roma’ya gitme fırsatım oldu. İkinci gidişimde
tekrar attım (hatta blogda çekiliş yapıp 3 kişi için daha attım). Bir daha
Roma’ya gitmem derken hiç ummadığım bir sebeple bu bahar tekrar Roma yolları
gözüktü bana. Anladım ki para atmak sadece gidiş-gelişe yarıyor. Dilekler
tutmadığına gore.
Roma'da Poli Sarayı'nın
bir kenarına Nicolò Salvi tarafından Klasik ve Barok karışımı olarak
yapılmış, dünyadaki en ünlü çeşmelerden birisidir. Üç yolun kavşağında
bulunduğu için Trevi adı konulduğu varsayıldığı gibi, üç yeraltı su yolunun bu
noktada toplanmasının isminin nedeni olduğu iddiası da vardır.
Trevi
Çeşmesi'nın tarihi, İmparator Augustus
döneminde başlar. Tarih, su arayan askerlere su kaynağının yerini gösteren bir
kızın efsanesine dayanmaktadır. İmparator Augustus'nun
damadı Agrippa,
akan suyu Vergine su kemeri ile Pantheon'a kadar ulaştırmıştır. 8. yüzyılda,
12. yüzyılda V. Niccolo
tarafından ve 15. yüzyılın ortasında 4. Paolo tarafından restore edilmiştir.
Ben 2015
yılında gittiğimde büyük bir restorasyon geçiriyordu çeşme. İkinci gidişimde
ise restorasyon bitmişti ve gerçekten muhteşem görünüyordu.
Roma Forumu ve
Palatine Tepesi
Roma Forumu hemen
Kolezyum'un yanında yer alıyor. En önemli antik yapılar bu bölgede yapılmış.
Binaların bir kısmı idare binası, hapishane vs. olarak kullanılsa da birçok
mabet de bu bölgede yer alıyor. Antik romalılar tarafından "Forum
Magnum" yada sadece "Forum" olarak adlandırılan bölge döneminde
toplumsal olayların tartışıldığı, konuşulduğu önemli bir yapıymış.
Campo de Fiori
Bu meydan gece gündüz demeden en kalabalık ve hareketli meydanlardan biri.
Gündüzleri kurulan pazarda yiyecek maddelerinden, giyim eşyasına kadar bir çok
şey satılıyor. Geceleri ise meydanda bulunan kafe ve barların etkisiyle cıvıl
cıvıl oluyor.
Eskiden
halka açık idamların yapıldığı günümüzde ise Roma'nın en ünlü ve hareketli
meydanlarından biri olan Campo de Fiori'nin adı "çiçek tarlası" anlamına
gelir.
Meydanın
ortasında heykeli bulunan astronom ve filozof Giordano Bruno bu meydanda
düşünceleri sebebiyle engizisyon kararı ile yakılmıştır. Yakılmadan önce
"Tanrı, iradesini hakim kılmak için Yeryüzündeki iyi insanları kullanır.
Yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hakim kılmak için Tanrı'yı
kullanırlar" demiştir.
Sokaktaki
günlük yaşamı görmek isteyenler için pazar günü hariç her gün kurulan pazar iyi
bir seçenektir. Ayrıca birçok sokak sanatçısı da bu meydanda gösteri yapar.
Navona Meydanı
Navona Meydanı
(Piazza Navona) Roma'nın en hareketli, en güzel meydanlarından biridir.
İmparator Domitian zamanında stadyum olarak kullanılan elips şekilli meydan
30.000 seyirci kapasiteliymiş. Papa X. İnnocent (1644 - 1655) döneminde
Papa'nın emriyle yeniden yapılandırılarak meydan haline getirilmiş. Barok
tarzında yapılan meydanda bulunan çeşmeler arasında en ünlüsü Bernini
tarafından yapılan "4 Nehir Çeşmesi"dir (Fontana dei Quattro Fuimi).
Bu çeşmenin adı 4 kıtada bulunan 4 ana nehrin adından gelir. Bunlar; Nil, Ganj,
Tuna ve Plata'dır. Çeşmenin ortasında bulunan sütun ise Roma döneminden
kalmadır. Üstünde ise İmparator Vespasianu, Titus ve Domitian'ın isimleri
yazar. Çeşme Papa için yapılmıştır. Diğer iki çeşme ise Giacomo della Porta
tarafından yapılan "Fontana del Moro" ve yine aynı sanatçı tarafından
yapılan "Neptün Çeşmesi"dir. Meydanda bulunan çoğu bina 16. ve 17.
yüzyıldan kalmadır.
Günümüzde Roma'nın en hareketli meydanlarından biri olan
Navona hem gece hem de gündüz çok kalabalık ve eğlencelidir. Sokak
sanatçılarının gösteri yaptığı meydanda özel günlerde de panayırlar kurulur...
Castel
San’Angelo
Burası
Roma'nın en eski ve tarihi yapılarından biridir. İkinci Yüzyılda imparator
Hadrian ve ailesi için mozole olarak yapılmıştır. Sonraki yıllarda ise Papa'nın
konutu ve hapishane olarak kullanılmıştır. Fatih Sultan Mehmet'in oğlu Cem
Sultan burada hapis yatan mahkumlar arasındadır. Kalenin içinde Vatikan'a giden
gizli bir yol bulunmAktadır. Kalenin en üst katı en iyi Roma manzarasına sahip
mekanlardan biridir. Günümüzde müze olarak kullanılmaktadır.
Altare Della Patria / Vittorio Emanuele II Abidesi
İtalyanların
beyaz pasta diye dalga geçtikleri bu abide 1911 - 1925 yılları arasında inşa
edilerek Birleşik İtalya Krallığının ilk kralı Victor Emanuel adına yapılmış.
Beyaz mermerden yapılan abide 135 metre eninde ve 70 metre yüksekliğinde.
Yapının alt kısmında da İtalya Birleşme müzesi bulunuyor. Anıtın üst tarafında
da girişi paralı olan bir seyir terası var.
Vatikan
Vatikan’a
gidecekler için bir bilgi vermek isterim. O kadar uzun kuyruklar oluyor ki
(birde aralara kaynamaya çalışanlar) bu yüzden sabah erken saatlerde orada
olmanızı öneririm. Son yıllarda yaşanan terror olaylarından dolayı da güvenlik
had safhada. Ayakkabılarınızı bile çıkartmak zorunda kalabilirsiniz kontrolde
bu yüzden kolay giyip çıkarılabilen şeyler giymenizi tavsiye ederim. Kış
aylarında giyim yönünden bir sorun yaşamasanız da yaz aylarında gittiğinizde
kollarınız yada bacaklarınız çok açıksa sorun yaşayabilirsiniz.
Aziz Petrus
Meydanı
Vatikan devleti ve şehrinde yer alan, aynı zamanda devletin en
ünlü meydanıdır. Aziz Petrus Meydanı her yıl binlerce Katolik'in ibadet için
geldikleri Aziz Petrus Bazilikası'nın önünde geniş bir alan üzerinde yer alır.
Alan dünyanın en büyük meydanlarından biridir.
Napolili sanatçı, heykeltıraş ve mimar Gian Lorenzo Bernini tarafından Papa
VIII. Alexander için 1656-1667 yılları arasında yaptırılmıştır. Meydanda
iki adet çeşme yer alır. Sol bölümde yer alan çeşme Bernini’nin, sağ
tarafta yer çeşme ise Domenico Fontana’nın eseridir.
Orta kısımda
ise Papa V. Sixtus
tarafından diktirilen 25,5 metre yüksekliğinde bir Mısır dikili taşı
bulunmaktadır. Bu dikili taş Mısır dönemi içerisinde bilinmeyen bir firavun
tarafından yaptırılmış ve Roma'ya Mısır'dan getirilerek diktirilmiştir. Dikili
taşın üzerinde bir Çapraz Hac
yer almaktadır.
Papa her
noelde meydanda toplanan Katolik ve diğer mezhepten dinleyicilerine seslenerek mesajlarını
okumaktadır.
Aziz Petrus
Bazilikası
Aziz Petrus Bazilikası
veya San Pietro Bazilikası
Roma'daki en büyük 4 bazilikadan ikincisidir. Vatikan'daki en göze
çarpan binadır. Kubbesi
ile Roma'nın siluetindeki en
önemli parçalardan biridir. Hıristiyanlığın
en büyük kilisesidir.
23.000 m²
arazi üzerine kuruludur. 60.000 kişilik kapasitesi vardır.
Sistina Şapeli
Buraya girmeden
once ise en büyük tavsiyem giriş biletlerinizi önceden internetten alın. Yoksa
kuyruk beklenecek bir uzunlukta değil. Kuyrukta karaborsa bilet satanlardan da
5-6 euro fazla verip alabilirsiniz isterseniz tabi.
Vatikan'da, Papa'nın
resmi ikametgâhı Apostol Sarayı'nda
bulunan bir şapeldir. Esasen Cappella
Magna olarak bilinen şapel, adını onu 1477 – 1480 yılları arasında
restore eden Papa IV. Sixtus'tan
aldı. O zamandan bu yana şapel hem dini hem sivil papalık etkinliklerine ev
sahipliği yapan bir yer oldu. Günümüzde papalık seçimlerine de ev sahipliği
yapmaktadır. Sistina Şapeli'nin şöhreti büyük oranda iç mekânını süsleyen
fresklerden gelmektedir. Bunlar arasında en önemlileri Michelangelo tarafından
yapılan Sistina Şapeli
tavanı ve Son Hüküm'dür.
Pantheon
Pantheon
yunanca tüm tanrıların tapınağı demekmiş. İmparator Hadrianus tarafından 118 -
125 tarihleri arasında inşa ettirilmiş. Pantheon Romada bulunan en eski beton
kubbeli ve sağlam kalan binaymış. 43 metrelik çapı bulunan kubbenin o zamanın
teknolojisi ile betondan yapılması hala araştırılıyormuş. Söylenenlere göre
Pantheon'un o meşhur kubbesinde bulunan delikten sadece ışık giriyormuş ve
nasıl bir hesaplama yapılmışsa yağmur, kar vs. girmiyormuş...
Açıkçası
Pantheon'un hem ürkütücü hem de büyüleyici bir havası var. Bu kadar iyi
korunmuş olması da bu etkileri arttırıyor...
Roma’da
yılbaşı
Her yer ışıl
ışıl, dev çam ağaçlarıyla süslü (özellikle kolezyum, vatikan ve Emanuel
anıtının önündekiler harikaydı) ama yılbaşı gecesi bir aksiyon yok açıkçası.
Ağırlıklı olarak katolik olan İtalyanlar sanırım Noel’e daha çok önem veriyor.
Vatikan çevresi Hz.İsa’nın doğumunu anlatan çok güzel süslemelerle çevriliydi
ama başka bir hareket yoktu. Bu arada özellikle vatikan çevresinde sokakta
yatan o kadar çok insan var ki inanamadım. Sanırım çoğunluğu Suriyeli
mültecilerdi. Daha Önceki gidişimde hiç böyle bir şey görmemiştim.Kolezyum
yakınında onların ünlü pop şarkıcılarından birinin konseri vardı ama bir şey
olur, bomba vs. patlar korkusundan o kalabalığa girmeye cesaret edemedik.
Kolezyum
çevresi çok kalabıktı. Bizde yeni yıla orada girdik ama hem aşırı kalabalık hem
de insanların attıkları maytap ve torpiller ister istemez huzursuz etti bizi.
Yılbaşı gecesi özellikle 12’den sonar sokaklar daha canlandı. Campo de Fiori,
Navona gibi meydanlarda bulunan kafe ve restoranlar keyifli hale geldi. Yine de
başka bir ülkede yılbaşı deneyimi yaşamak kesinlikle keyifli oldu bizim için.
Belki başka ülke yada şehirler daha hareketlidir denemek lazım :)
Roma’da yemek
önerileri
Trastevere
tarafında Fish Market güzel bir balık restoranıdır.
Navona
meydanı tarafında L'Arcano restoran ve Fatto in Casa (yılbaşı yemeğimizi burada
yedik) da da italyan mutfağının güzel örneklerini tadabilirsiniz. Campo de
Fiori’de bulunan bütün cafelerde benim hoşuma gitti açıkçası
Da Bafetto
süper bir pizacıdır.
İspanyol merdivenlerine
giderseniz yanında bulunan 1893 yılında açılan Babington Tea House’da yada Via
Condotti de bulunan 1760 yılında açılan Roma’nın en eski kafesi olan Caffe
Greco’da bir şeyler içip, yemeniz. Açıkçası Greco’nun daha güzel bir havası
var. Ama yer için uzun sure bekliyorsunuz. Biraz (!) da pahalı doğruyu söylemek
gerekirse.
İspanyol
merdivenlerinin orada Pompi de harika tiramisular yiyebilirsiniz.
Yine İspanyol
Merdivenlerinin orada bulunan Ditta Guerra makarnacısı çok turistik ve
kalabalık olmasına rağmen bence her hangi bir yerde yiyeceğiniz bir makarnadan
farklı değil.
2 yorum:
ankara yılbaşı Güzel Makale
güzel makale elinize sağlık
Yorum Gönder